0
Sepetinizde 0 ürün bulunmaktadır.
Türk edebiyatının seyrine kabaca bakıldığında bu edebiyatın daha çok, şiir merkezli, şiir ağırlıklı olarak geliştiği görülür. Gerek en eski zamanlardan kalan Sözlü edebiyat verimlerimiz, gerekse Yazılı edebiyatımız şiir üzerine kurulmuş ve o paralelde gelişmiştir. Tanzimat’tan sonra her ne kadar düzyazıda atılım olmuşsa da hem Tanzimat’ta hem de sonrasında şiir önemini kaybetmemiştir.
Şiir tarihimizin modern zamanları, denebilir ki, kuşakların (nesillerin) kendilerinden hemen önceki dönemden kopmalarıyla, kendilerine yeni bir yol çizmeleriyle biçimlenmiştir: Tanzimat’ın iki kuşağı, ara nesil, Servet-i Fünun nesli, Beş Hececiler, Yedi Meşaleciler, Garipçiler, 1960 Kuşağı vs. 1980’lere gelindiğinde de yeni bir kopuş gerçekleşmiş, 1970’lerin toplumcu gerçekçi şiir anlayışını reddeden genç şairler 1980’lerde yeni anlayışların yolunu açmıştır.
1980 Kuşağı Türk Şiirinin Poetikası adlı bu çalışma yakın tarihlerde gerçekleştirilen bir kopuşun ana dokusunu ayrıştırma, bu kopuşun şiirde açtığı yeni yolları belirleme arzusundan doğmuştur. Doğum yılları itibariyle bakıldığında sosyolojik anlamda kuşak tanımına ters düşmeseler de 1980 sonrası şiirimizde tek bir poetikadan değil, poetikalardan söz etmek gerekir; çünkü 1970’lerin teksesli şiirine karşı 1980’lerde şiir ortamını belirleyen genç şairler beğenide çokseslilikten yana olmuştur. Bunun esas nedeni, Türk şiiri tarihinin bir bütün olarak görülmesi ve şiir tarihine bakışta ayrımlardan çok birleştirmelere eğilimli olunmasıdır. Öyle ki 1980 Kuşağı üyesi bir şairin, poetikaları birbirinden çok farklı olan Yahya Kemal’i ve Ahmet Haşim’i, yahut da Ahmet Muhip Dıranas ve Behçet Necatigil’i aynı derecede sevip benimsediği görülür.
1980’ler şiiri gelişme ortamını dergilerde bulmuştur. Yeni dergiler hem önceki dönemden kopuşun yolunu açmış hem de, paradoks gibi görünecek ama, farklı poetik eğilimlerden ve farklı dünya görüşlerinden şairlerin buluşma yerleri olmuştur. Belki de bu kuşağın en ilginç özelliği, farklılıkların bir arada yaşayabilmesidir. Sözgelimi, imgeciliği uç noktalarda savunan bir şairle anlatımcılığın ateşli taraftarı bir başka şair aynı tarihte aynı dergide şiir yayımlatmış, birlikte dergi çıkarmış, şiir kitabını kısa aralıklarla -belki de finansmanını birlikte karşıladıkları- yayınevinden beraberce çıkarmıştır. Bunun nedeni, 1970’lerden farklı olarak, poetik kaygıların politik kaygılara galebe çalması, şiire ilişkin estetik değerlerin politik ayrımları törpüleyebilmesidir. Araştırmamı yaparken bu durumu özellikle göz önünde tutmaya özen gösterdim.
Dönem şiirinin çerçevesini iyi çizebilmek için önce, “kuşak” kavramından ne anladığımı belirtmem gerekiyordu. Bu bakımdan, araştırmamın ilk bölümünde “kuşak” kavramını açıklamaya ve kavramın 1980 sonrası bağlamında hangi çerçevede kullanıldığını izah etmeye çalıştım. Kavramın 1980 öncesi ve sonrasındaki kullanılışlarına örnekler vererek şiir tarihimizde kuşak (nesil) ayrımlarına dikkat çektim. 1980’lerin sosyolojik durumunun belirlenmesi yine bu bölümün konuları arasındadır. Bölüm sonunda 1980’lerdeki, dergi etkinliklerine eğilerek kuşağın poetik karakterini ortaya koymayı istedim.
İkinci bölüm, 1980 Kuşağı şairlerinin poetik eğilimlerine ayrılmıştır. Bu bölümde belli şairlerin oluşturduğu gruplar çerçevesinde poetik anlayışları ele alarak bunlar arasındaki farklılıkları, benzerlikleri, geçişleri incelemeye çalıştım. İmgeci şiirden anlatımcı (narrative) şiire, mistik-metafizikçilerden toplumcu gerçekçilere çeşitli şiir anlayışları bu bölümün ana dokusunu oluşturmaktadır. Elbette, 1980’lerde söz konusu eğilimlere bağlı şairlerin hepsini buraya dahil edemedim, buna imkân da yoktu zaten; bu nedenle temsil yeteneği taşıdıklarına inandıklarımı inceledim. Bu bölümde ele aldığım şairlerin bütün kitaplarına değinmeye çabaladım. Fakat, çok kitap çıkarmış olanların bütün kitaplarına tek tek değinmeyi gereksiz bularak, yine, o şairi temsil edebilecek kitaplara ağırlık verdim. Üçüncü bölümde kuşak şairlerinin geleneğe ve ustalara bakışına odaklanarak Türk şiiri tarihinin bu dönemdeki yansımalarını ele aldım. Son bölümde ise, önceki zamanlara da eğilerek araştırmaya konu olan poetik yönelimlerden örnekler vermeye ve şiirler üzerinde küçük belirlemeler yapmaya çaba gösterdim.
Biraz önce de belirttiğim gibi, 1980 Kuşağı, poetikasını dergilerde geliştirmiş bir kuşak olduğundan, araştırmamın ana kaynağını dönemin büyüklü küçüklü dergileri oluşturdu. Dipnotların büyük bir kısmının dergilere göndermesinin nedeni budur. Şunu da söylemeliyim ki, bazı kısımlarda alıntıların fazlaca görünmesi, çok sayıda dergiden topladığım birinci elden verilerin göz önüne çıkmasını istememden kaynaklanıyor.
Dönem şiiri hakkında 1980’lerin ortalarından beri oluşturmaya çalıştığım kendi arşivim yanında kütüphanelerde ve yayınevlerinin özel arşivlerinde dergi taraması yaparak kaynaklara ulaşmaya çalıştım. Ülkemizde arşivcilik geleneği maalesef pek yerleşmediğinden küçük dergilerin ancak bazı sayılarına ulaşabildim. Dönemin şiiri hakkında yapılmış kitap boyutunda bir araştırma henüz mevcut olmadığından, ne yazık ki belli antolojiler veya edebiyatçı ansiklopedileri dışında araştırmamda bana yardımcı olacak kitap yoktu. Bu araştırmanın, olabildiği kadar, bu açığı kapatmasını dilerim. - Dr. Bâki Asiltürk
İçindekiler I. Bölüm: Kuşak Kavramı Çerçevesinde 1980’ler 1. Kuşak Kavramı ve Türk Şiirinde Kuşak Ayrımları 2. 1980’lerde Kuşak Kavramına Bakışlar 3. 1980’lerde Sosyolojik ve Genel Poetik Durum 4. 1980’lerde Kuşağın Poetik Karakteri ve Dergiler II. Bölüm: 1980 Kuşağının Poetik Yönelimleri 1. İmgeci Şiir 2. Anlatımcı (Narrative) Şiir 3. Folklorik veya Mitolojik Şiir 4. Mistik-Metafizikçi Şiir 5. Gelenekselci Şiir 6. Toplumcu Gerçekçi Şiir ve “Yenibütün” 7. Beatnik-Marjinalci Şiir 8. Yeni Garipçi Şiir III. Bölüm: 1980’lerde Geleneğe Bakış ve Ustalar 1. Geleneğe Bütünlüklü Bakış 2. Ustalar IV. Bölüm: Örnekler Üzerinden Dönem Şiirine Bakış 1. 1950’lerin ve 1960’ların 1980’lerde Duyulan Sesi 2. 1970’lerden 1980’lere Doğru 3. 1980’ler ve Sonrası
Bu Ürünü Nasıl Buldunuz ?
Ürün İadesi veya Değiştirme Süreci
Siz sayın okuyucularımız, aşağıdaki koşullar altında her zaman iade edebilir veya değiştirme yapabilirsiniz:
Türkiye'nin İnternet kitapçısı TDK; satın aldığınız e-Kitap ve e-Makale hariç diğer tüm fiziksel basılı ürünleri kargo teslim tarihinden itibaren 5 gün içerisinde iade edebilirsiniz. İade tarihi olarak ürünün tarafımıza ulaştığı tarih değil, sizlerin ürünü iade için kargoya verdiğiniz tarih kabul edilir. e-Kitap ve e-Makale gibi sayısal ürünlerin ve açıldığında yeniden orjinali gibi paketlenemeyen bilimsel oyuncakların iadesi kabul edilmemektedir.
İade halinde ürün veya ürünlerin tahrip edilmemiş, kullanılmamış veya orijinal durumunun bozulmamış olması gerekir.
Ambalaj malzemesi eksik veya tahrip olmuş, kullanılmış ürünlerin iadesi kabul edilmemektedir.
İade edilecek ürün veya ürünler ile ilgili faturanın aslı da gönderilmelidir; aksi durumda iade kabul edilmez. İadesi yapılacak ürünlerde iade-gönderme kargo ücreti alıcıya aittir.
Değiştirme işleminde ise iade-gönderme kargo ücreti alıcıya, tekrar gönderme ücreti İnternet kitapçısı TDK'ya aittir.
İade edilen ürün, kargo'da bozulmayacak şekilde yeniden paketlenmelidir; ambalajında bozulma veya ürünün tekrar satılmasını engelleyecek durumlarda iade işlemi uygulanmaz.Ürün iadesi süreci belirtilen koşullar altında başarılı olmuş ise iade bedeli 3 işgünü içerisinde tahsilat yönteminin benzeriyle geri ödenir.
İade etme sürecinde önemli unsurlar:
1) İade etmeyi düşündüğünüz ürünü, aslına benzer şekilde ambalajlayınız.
2) Satın alma sürecinde size verilen fatura ile birlikte geri gönderiniz. İade sürecinde gönderme kargo ücreti alıcıya aittir.
3) İade edilen ürünlerle ilgili geri ödeme üç (3) işgünü içerisinde yapılır; farklı bankalardan dolayı (EFT süresi) bu süre biriki gün uzayabilir.
Değiştirme sürecinde önemli unsurlar:
1) Değiştirmeyi düşündüğünüz ürünü, aslına benzer şekilde ambalajlayınız.
2) Aldığınız ürünü hangi ürünle değiştireceksiniz, o ürünü de normal satıl alma prosedürü ile alınız ve ödeme şeklini "havale" olarak seçiniz. Aldığınız ürünü değiştirmek için gönderirken yeni ürünün sipariş kodunu da yazınız.
3) Değiştirilecek ürünü, yeni ürün bilgisini ve ilk satın alma faturasını birlikte gönderiniz. Değiştirilecek ürünün TDK'ya gönderilmesi kargo ücreti okuyucuya, yeni ürünün okuyucuya gönderilmesi kargo ücreti TDK'ya aittir.
4) Değiştirme sürecinde oluşacak fark okuyucuya yapılacaksa hesabına iade edilir. Oluşan fark TDK içinse okuyucu farkı ödeme şekillerinden birisi ile gerçekleştirir.